Geçmiş zaman olur ki, şantiyelerden birindeyiz. Kapalı havuzun testi yapılıyor. Kaba inşaat halindeki havuza taşma kanalına kadar su doldurduk, bodrum kattan, havuzun perde duvarlarını gözlüyoruz kaçak var mı? Müdürümüz betonarme karkası suya dayanaklı yaptırdığı yetmiyor gibi, tüm kırık çatlak dolgularını da dünya liderlerinden bir firmanın ürünü ile izole ettirdi. O basit gördüğümüz dolgu işi on günden fazla sürdü. Milim milim taradılar havuzu. Tam da kitabına göre iş yaptılar. Bizim havuz ise projesine göre imal edilmiş değil ama. Topoğrafın hatası yüzünden olması gerekenden 18cm daha küçük. Sadece havuz mu tüm yapı küçük. Nasıl yapmış başarmış tüm binayı yüzde beşe yakın küçültüp aplike edivermiş hala bilmiyoruz. Şimdi konumuz bu değil. Ne diyorduk evet havuzun izolasyonu. Ölçü sıkıntımız var. Havuz içine uygulanacak deseni sığdıramıyoruz. Her santimetre kıymetli, hem de nasıl. İşte bu yüzden bu izolasyona hayli miktar para verdik. İlave katmanlarla havuzu daha da küçültemeyiz. Ama değdi doğrusu. Testin sonucu da iyi, tek damla kaçak yok, oldu bu iş. Firmaya tüm parasını ödedik. Son kuruşuna kadar hakettiler. Henüz SPA bölümünün ince işlerine başlayamadık, su hala havuzda usul usul buharlaşıyor.
Bu arada Şantiye şefimiz değişti. O değişince taşeronları da değiştiriyor. Yeni şef yeni taşeronlar, her şey işi hızlı tamamlamak için. Her sözü her komutu kendinden emin söylüyor. İşler hızlandı, şantiyeye bir hareket, bir dinamizm hakim, her şey yolunda. Müdür memnun, patronlar memnun. Ya saha ekibi diye sorarsanız biz henüz karar vermedik. Zaman diyoruz, gözlemliyoruz. Bu kadar kendinden emin olunca karşınızdaki siz daha çok soruyla doluyorsunuz.
Sonunda SPA ince işleri de başladı. İnce ince rölöveler alındı, yeniden çizimler yapıldı ve olanlar oldu. Havuzun çevresindeki kolonlar olması gereken ölçülerden büyük, küçük, kayık, şakülünde değil, öyle değil, böyle değil. Ah bu kolonlar, küçülmeliler. Küçülsünler tabiiki, ilk defa yapılan bir uygulama değil ki. Azıcık traşlama, korozyonu önlemek için demirlere antipas, üzerine tamir harcı, mastarında gönyesinde bir sıva kaplama, üzerine boşluksuz şekilde ölçüsünde yapışan mermer ve her şey mükemmel olacak. Operasyon başlasın, Nerede bu dalgıç pompa, haydi beyler haydi boşaltalım şu suyu…
Kırıcılarla başlayan operasyonda, kolonların narinleşmesi uzun sürmüyor. Yeniden yapılan uygulama projesine göre kolonların aralarında yer alan taşma kanalları dar bulunmuş ve onları da boylu boyunca genişletmek gerekiyor. Dediğim gibi, herşey mükemmel olacak. Kırıcılar, günlerce havuz çevresi kolonlarda, perdelerde çalışıyor. Şef, stresli, daha da hızlanmak gerek diyor. İş sahibi bu hafta ziyarete geldiğinde havuzda hareket görecek. Ama şu mermerler de bir gelseydi…
Düzeltme sıvaları yapılırken, taşeron firmayı Şefe şikayet ediyoruz. İşlerini iyi yapmıyorlar, yetkin ustaları yok diyoruz. Başka bir ekiple çalışma isteğimizi belirtiyoruz. İşlerin sıkışık zamanı o yüzden Şef bu isteğe sıcak bakmıyor. Siz takip edemiyorsunuz diyor, iyi kontrol edin, onların önünü açın diyor. Oysa eldeki ekip, sıva harcını bile kıvamında karmaktan aciz. Sokaktan geçen adam çevrilip iş verilmiş sanki. Zaman az iş çok. Sonunda sıvalar da bitiyor, hepsi dalga dalga. İşten memnun değiliz, söküyorlar sıvayı yeniden yapılıyor ama nafile. Şefimiz, bizim tarafımızda değil, bu tekrarlar zaman kaybettiriyor diye ayrıca kızıyor. Nasılsa mermer döşenecek, kasmayın bu kadar diyor.
Bu kez de Şefimize izolasyon firmasını ne zaman çağıralım diye soruyoruz. Havuzun izolasyonunu bitirmeden mermer işleri başlayamaz. Bu işin de hemen tamamlanması gerekli. Firma yetkililerinin, ‘’Eğer izolasyon yapılan bölümde, her hangi bir titreşim meydana gelirse, garantimiz sona erer, böyle bir durumda bize haber verin gelip tamir edelim’’ sözlerini Şefimize iletiyoruz. Hangi firma diyor. Hangi işlemleri yaptı diyor, anlatıyoruz. Şef yine kendinden emin, ‘’Adamlar gereksiz çok pahalı iş yapmışlar, çağırsak yine aynı maliyet. Zaten biz izolasyona zarar verecek birşey yapmadık, gerek yok’’ diyor. İtiraz edecek oluyoruz bu kez Şef kızıyor. Herkez haddini bilmeli, o Şef olduğuna göre onun kararlarını uygulamamız gerektiğini hatırlatıyor. ‘‘Tüm havuza, taşma kanallarına güzelce kristalize izolasyonu sürün, tamamdır’’
Yine de doğru olanı yaptığımızdan emin olmak istiyoruz. Müdüre çıkıp durumu anlatıyoruz. Sonuç değişmiyor.
‘’Şefinizin sözünden çıkmayın.’’
İzolasyonun bir an önce tamamlanması gerekiyor. Yine o yoğunlukta, izolasyon firması bul, fiyat al anlaş uzun iş olduğu düşünülüyor. Zaten bu işe de fiyat vermiş olan sıva işlerimizi yapan firmaya izolasyon işi de veriliyor. Kendi yaptıkları sıvayı beğenmeyecek değiller ya, sürüyorlar kristalize izolasyonu boya gibi tüm havuza. İşte bu kadar. Olmadı biliyoruz ama Şefimiz dinlemiyor. Memnuniyetsizlikler başlıyor şantiyede. İşler daha hızlı ilerlemeliydi ama öyle olmuyor. Beklenenden daha yavaş tempoda gidiyor işler. Havuza yükleniyoruz, bir an önce bitmesi gerek. Havuzun pırıl pırıl bembeyaz mermerlerinin bir kısmı sahaya indi, zemini kaplayacak rengarenk ışıl ışıl mozaikleri henüz ortada yok. Mermer ekipleri, havuz kendilerine teslim edilsin diye bekliyorlar. Firma, montaja başlamaları istendiğinde şaşırıyor. O koca havuz hangi ara suyla doldu, hangi ara test yapıldı da boşaltıldı?
Evet, doğru tahmin test yapılmadan havuz mermer işlerine başlıyoruz. Şefimiz öyle istiyor. Firma itiraz ediyor, müdür, patron hepsine söyleniyor durum. Test yapılmadan işe başlamak, bu riski almak istemiyolarlar. Su kaçağı olursa zaman kaybının büyüklüğü, maddi kayıp yanında hiç kalacak. Tecrübeli şefimiz herkesi ikna ediyor. İzolasyonlar yapıldı rahat olun diyor. Mermer işleri başlıyor.
Mermer işleri narin işler, usta işleri, bilgi tecrübe işleri. Yavaş ilerleyen işler. Biz ekibe güveniyoruz. Ekipten çok başlarındaki sorumluya güveniyoruz. daha önce yanıltmadı hiç bizi. Temiz iş yapıyorlar. Havuz da diğer ince işler gibi nihayetinde bitiyor. Ancak geciken malzemeler yüzünden bu süreç beklenenden çok daha uzun sürüyor. Bu arada Şefimiz işten ayrılıyor.
Tüm havuz kaplamaları tamamlanınca su dolduruyoruz büyük bir hevesle.Hepimiz merakla bekliyoruz. Su kaçağı olacak mı? Bodrum katta havuz perdelerinde ilk ıslaklık üç gün sonra ortaya çıkıyor. Herkese büyük şok oluyor biz saha ekibi hariç. Islaklık gün geçtikçe artıyor, havuz boşaltılıyor. Tüm taşma kanallarından ve kolon bağlantılarından su geliyor. Saha ekibi olarak mutsuzuz, ben demiştim demek de boş.
İlk izolasyonu yapan firma görüşmeye çağırılıyor. O kadar maliyet boşa mıydı? Üstelik aylarca içinde suyla duran havuz şimdi nasıl su kaçırabiliyor? İş sahibi bunu bilmek istiyor. Firmadan aldığı cevap malesef hiç hoşuna gitmiyor. Epi topu birkaç kolon traşlamanın, kanal genişletmenin yarattığı titreşimin bu problemden sorumlu olacağına kimse inanmak istemiyor. Firma aynı görüşte değil. Tartışmalar sürüyor ama sonuç alınamıyor.
Taşma kanallarının mermerleri sökülüyor. Tamir harcıyla tamirat yapılıp, İzolasyon yenilenip yeniden kaplanıyor. Bu kez başka bir izolasyon firması. Sonucu yine merakla bekliyoruz.
Su dolduktan bir hafta sonra, herkes oldu bu iş diye düşünüyor. Bodrum kattaki perde duvar bile boyanıyor. Ne yazıkki su kaçağı yeniden ortaya çıkıyor. Yine de kanallardan gelen su büyük oranda kesilmiş. Kolon kanal birleşimlerinden kaçırıyor. Havuz hariç herşey teslim edildi. Kimse tüm kaplamaları söküp, silbaştan yapmanın lafını bile etmiyor, düşüncesi bile ürkütücü.
Sızıntı bölgesinden birkaç mermer kaldırılıyor ve görülüyor ki arkalarında boşluklar var. Suyun buralardan sızıntı yaptığına kesin gözüyle bakıyoruz. Tüm mermerleri sökmemiz mümkün değil. Ancak boşluklar dolunca problem çözülecek diye düşünüyoruz. Enjeksiyon ile dolgu yapmamız en doğrusu olacak. Tüm mermerlerin bu şekilde yarım yapışmış olma ihtimali çok düşük. Firmadan kaba keşif isteyip işe başlatıyoruz. Enjeksiyon işlemi sonunda kanalların altı komple doluyor.
Hakediş, keşfin çok çok üzerinde çıkıyor. Firma ile bu kadar fazla malzeme kullanımının kavgası yapılıyor. Neredeyse tüm mermer kaplamalar yarım yamalak yapıştırılmış. Arkalarında ciddi boşluklar var. Harçla dolmuş olması gereken tüm boşluklar izolasyon ile dolu. Bu kez sorunun çözüldüğüne kesin gözüyle bakıldığı için tartışma uzamıyor. Tüm taşma kanallarının ve neredeyse havuz tabanın tüm altı doldu.
Havuz hizmete açlılıyor. Birinci hafta, ikinci hafta derken süpriiiiiiz. Nedense sadece gülüyoruz. Sinirler çok gerildi. Bir havuz izolasyonu bu kadar büyük sorun olmamalıydı. Paradan mı kaçıldı? Hayır. Malzemeden mi kaçıldı? Hayır. Teknik şartnameye uygun uygulama yapıldı mı? Kısmen Evet. Kullanma kurallarına uyuldu mu? O da kısmen Evet. Bu kez sızıntı havuz tabanından. Aynı enjeksiyon süreci başlıyor. Neredeyse tüm havuz kaplamalarının altı izolasyonla doluyor.
Avuç içi kadar bir havuz yaklaşık onyedi aylık süreçde tamamlanabildi. Planlandığından onüç ay fazla. Bu süreye mermer imalatlarındaki gecikme dahil. Test için doldurulan ve boşaltılan su miktarı planlanandan dört kat fazla. Kullanılan kristalize izolasyon ve basınçlı suya karşı enjeksiyon bütçede hiç yoktu. Fazladan işçilikleri, gidiş geliş masraflarını, konaklama giderlerini, fazla mesaileri, görünmeyen giderleri saymıyorum. Bunlar işin maddi kayıplarıydı. İzolasyon gibi çok önemli bir konuda başarısız olmanın prestij kaybını bilmem dile getirmeme gerek var mı?
Tüm bunlar kendine aşırı güven, teknik şartnameyi gözardı etmek, bilinçsiz ekonomi yapma gayreti, göz göre göre zaman kaybı endişesini imalat kalitesinden öne koymak ve de yalnızca sorumlu olana itimat etme tavrıyla meydana geldi. Şimdi zamanı geri alsak, aynı hatalar yine tekrarlanır mı? Bu tecrübeyi ilk elden edinenler için hiç sanmıyorum. Bu hikayeyi okuyanlar için de cevabın hayır olmasını umuyorum.